M.VEYSİ TUNÇ veysi_tunc@hotmail.com

15 TEMMUZ

15 Temmuz 2018 Pazar 15:52

Tekbirler, ezan ve salalar eşliğinde işgal ve istilaya direnen milletin; tetik çeken kanlı ellere ve tankları halkın üzerine süren kirli zihniyete karşı muhteşem destanıdır.

Böyle hatırlanacaktır uyanık vicdanlarda, uyutulamayan zihinlerde.
Bu vesileyle meydanlardan masaya geçebildiğimiz ilk anlarda -16 Temmuz 2016’nın sabahında- kaleme aldığım yazıyı bu duygu ve düşüncelerle tekrar paylaşmak isterim.

‘’Geceye yenilmeyen her insana, ödül olarak bir sabah, bir gündüz ve bir güneş vardır.’’

( Sezai Karakoç )

Kötülüğün kol gezdiği, kirliliğin arttığı, uzun ve zifiri karanlık geceler yaşamaktayız.

27 Mayıs… 12 Mart…  28 Şubat… Ve son olarak 15 Temmuz’da yaşadığımız gibi… Neredeyse her on yıl da bir askeri darbelerle zulüm ve zillet yaygınlaştırılmak istendi. 

Kan gölü ve ateş topuna dönen genelde İslam âlemi, özelde ülkemiz üzerinde oynanan oyunlara bugünlerde daha fazla şahit olmaktayız.

Dini algı ve anlayışı sorunlu, hedefe ulaşmak için her yolu mubah gören otoriteye hizmetçi paralel örgüt, 17-24 Aralık operasyonunu düzenledi. Gezi kalkışmasına destek verdi. Karanlığın ve kötülüğün fitilini ateşleyerek askeri darbe yapmaya kalkıştı.

Bu şer ve şeytani odaklar iç ve dış bağlantılarıyla beraber değişen ve gelişen Türkiye’mize kurdukları tuzakları; haktan hakikatten yana olan halkımız, kısa bir sürede bozdu. Bu duyarlı ve değerli millet, göğsünü namlulara siper etti. Kadını, erkeği, genci, yaşlısıyla farklı siyasi düşüncelere sahip insanlar, meydanları doldurdu. Tankları durdurdu. Silahları canı ve kanı pahasına susturdu. Meclisi de köprüyü de Emniyet teşkilatını ve diğer stratejik noktaları da korudu.

Darbeci pis ve habis zihniyet, değişen zamanı ve onurlu duruşuyla bu milleti hesaba kat(a)mamıştı. Kapsayıcı, bağlayıcı ve gerektiğinde bedel ödemeyi içselleştirmiş bu tavır; paralel hizmetçilerin, darbecilerin ve darbe severlerin heveslerini kursağında bırakmıştır.

Yine bu tavrın ve tarzın oluşmasını, olgunlaşmasını sağlayan ve tarihe altın harflerle geçeceklerden bahsetmek gerek.

Bu melun ve menfur askeri darbeyi önlemek için hakkı ve hakikati haykıranlar, halkının yanında ve haksızlığın karşısında olanlar, canını ortaya koyanlar;  minnetle, şükranla ve dualarla anılacaklardır.

Öncelikle ümmetin beklentisini yükselten, halkının yarısından fazlasının desteğini sandıklarda alan, süreç içerinde her an ölümle burun buruna olmasına ve suikast girişimlerine rağmen dik duruş timsali Sayın Recep Tayyip Erdoğan…

Kesin ve keskin ifadeleriyle moral ve cesaret kaynağı Binali Yıldırım…

Darbeyi kınayan birlik, dirlik ve dirilik sağlayan muhalefet liderleri ve zor şartlar altında çalışan meclis…

Darbeci Pensilvanya Ordusu karşısında halka her türlü desteği sağlayan, çukur kazmak için değil çukurlaşanların önünü kesmek için belediye imkânlarını kullanan belediye başkanları…

Canlı yayında canı pahasına medya muharebesi veren yılmayan ve yorulmayan medya mensupları…

Milletinin yanında yer alan, mücadele eden polis, asker ve MİT mensupları…

Örgütlü olmanın önemini, önceliğini ve özelliğini hemen hissettiren haysiyet ve hassasiyet sahibi Sivil Toplum Örgütleri…

Özellikle eli kanlı, izansız ve insafsız darbecilerin kurşunlarına maruz kalıp yaralanan ve izzetli, şerefli bir mücadele için hayatını kaybeden kahramanlar…

Hayat ve hidayet kaynağımız olan ilahi kelam, bizlere şu müjde dolu mesajları vermektedir:

‘’Gevşemeyin, üzülmeyin eğer inanmışsanız üstün gelecek olan sizlersiniz.’’

(Ali İmran 139)

YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #